Eğitim
Her sözleşmenin kendine özel düzenlemeleri olsa da bir sözleşmede mutlaka bulunması gereken maddeler vardır. Biz buna sözleşmenin iskeleti deriz. Sözleşmenin iskeletini oluşturduktan sonra geriye kalan tek şey, taraflar arasındaki hukuki ilişkiye uygulanacak mevzuat ile tarafların beklentileri arasındaki uyumu sağlayarak tarafların yükümlülüklerine ilişkin maddeleri detaylı düzenlemektir. Bu eğitimi bitirdiğinizde sıfırdan sözleşme yazabilecek özgüveni ve temel hukuki bilgiyi kendinizde bulacaksınız.
Devamını GösterSözleşmeden kaynaklı uyuşmazlık ortaya çıktığında işimize yarayacak ilk madde diyebiliriz. Her türlü ihbar ve bildirimi doğru yere yöneltebilmek ve gerektiğinde hukuki yollara başvururken taraf bilgisi eksikliği yaşamamak için bu maddenin özenle düzenlenmesine dikkat edilmeli. Bu madde ayrıca tebligat ve bildirimler başlıklı madde ile de sıkı bir bağlantı içerisindedir.
Sözleşmenin yorumu ve olası uyuşmazlık halinde sözleşmeye uygulanacak hukuk kurallarını belirlemede bu maddeye başvururuz. Sözleşmede bulunan teknik kavramların ve birden fazla anlam çıkarılabilecek ifadelerin bu madde için özel olarak açıklanması, sözleşmenin kılavuz olma özelliğini korur ve tarafların yükümlülüklerini daha doğru yerine getirmesini sağlar.
Uygulamada rastladığınız sözleşmelerde bu bölümün iyi düzenlenmemiş olması, yükümlülüklere ilişkin düzenlemelerin nasıl yapılacağına ilişkin soru işaretleri uyandırmış olabilir. Genellikle bir hataya düşülerek birbirini tekrar eden düzenlemelere yer verilir. Hangi hususun hangi maddede düzenlendiğini bulmak için ise büyük bir çaba sarf edilir. Ancak olması gereken bellidir.
Tarafların sözleşmeyi ihlal etme ihtimaline karşı en caydırıcı fonksiyona sahip düzenlemedir. Ancak maddeden beklenen faydanın sağlanabilmesi için hangi durumlar için nasıl bir ceza koşulu düzenlemesi yapılabildiğini bilmek gerekir. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar ve örnek sözleşme maddeleri ile en özet haliyle aktarıldı.
Bu madde hatalı düzenlendiği zaman sözleşme tarafları, bazı sözleşme ihlali durumlarında herhangi bir sorumlulukları bulunmadığını düşünebilirler. Hukuka uygun ve geçerliliği olan bir sorumsuzluk kaydının belirli ölçütleri var. Sözleşmeye yazan veya inceleyen avukat olarak ilgili sözleşmede bu ölçütleri mutlaka dikkate almalısınız.
Uygulamada genelde sözleşme taraflarını iki farklı şekilde görürüz. Bir tarafın tüketici diğer tarafın tacir veya her iki tarafın da tacir olduğu sözleşmeler. İşte her iki durum için anapara faizi ve temerrüt faizi farklı şekillerde belirlenir. Faizin sözleşme ile ne oranda belirlenebileceği kadar önemli olan bir diğer husus ise sözleşmede faizi ilişkin bir düzenleme yoksa nasıl bir oranın karşımıza çıkacağıdır.
Sözleşme bedeli yazar ancak bir bakarsız ki ödeme şekli belirtilmemiş. Taraflardan birinin diğerini kötü niyetle borçlu temerrüdüne düşürmesine kadar gidebilecek riskli bir tercih olur. Ödemenin banka hesabı aracılığı ile veya elden yapılması durumları için ayrı ayrı dikkat edilmesi gereken durumlar vardır. En önemlisi ise sözleşme bedeline KDV’nin dahil olup olmadığı tartışması ve buna yönelik alınabilecek önlemlerdir.
Dikkatli bir şekilde düzenlenmediği taktirde süre sonunda artık sözleşme ile bağlı kalmak istemeyecek tarafları yeniden belirli borç altına sokabilir. Sözleşmenin uzamasına dair madde uygulamada iki farklı şekilde düzenlenir ancak bunlardan bir tanesi her zaman müvekkiliniz için daha risksiz olandır. Sözleşmenin feshine dair maddeyi yazmadan önce ilk önce sözleşmenin türünü belirlemekte fayda var. Sözleşmenin belirli ya da belirsiz süreli olması olağan veya olağanüstü fesih bakımından farklılık doğurur. Bu maddelerin nasıl yazılması gerektiğini bilmek bir sözleşmedeki en önemli hususlardandır.
Tarafların sorumlu olmadığı ifa imkansızlığı hallerini sözleşmelerde mücbir sebep halleri olarak görürüz. Klasik anlamda bir mücbir sebep maddesini birlikte yazacağız ancak herkes tarafından bilinmeyen ince bir detay vardır. Aslında bu madde ile tarafların sorumluluklarına ilişkin önemli ölçüde değişiklikler yapılabilir.
Özellikle tacirler arası ihtar ve her türlü bildirimin yapılması belirli şekil şartlarına bağlanmıştır. Ancak noter masraflarından kurtulmak için tarafların bazı durumlar istisna olmak üzere bu şekil kurallarından kurtulması mümkündür. Yine de özellikle olası hukuki uyuşmazlıklar bakımından ispat külfetini yerine getirebilmek için bu madde düzenlenirken dikkate alınması gereken durumlar söz konusudur.
Tarafların sözleşmeye devredebilmesi konusundaki sınırlar zaten kanunen bellidir ancak sözleşmeye eklenecek bu madde ile bu sınırların aşılması mümkündür. Her iki tarafın da sözleşmeye böyle bir madde koyulması yönünde mutabık kalması, avantajlar sağlayabileceği gibi hukuki riskler de barındırabilir.
Değişiklik yapılan sözleşmenin şekil şartına tabi olup olmaması sözleşmede değişiklik yapan hukuki belgelerin de geçerliliğini etkiler. Özellikle şekle tabi olmayan sözleşmelerde değişikliğin bir şekil şartına tabi olup olmayacağı merak konusudur. Tarafların, sözleşmedeki değişikliklerin belirli şekil şartına tabi olması bu maddeyi nasıl düzenlemeleri gereği bu bölümde anlatıldı. Diğer önemli bir konu ise her sözleşmede yer alsa da her zaman geçerli olmayan yetki anlaşmalarıdır. Yetki anlaşmalarının hangi koşullarda geçerli olduğunu bilmek gerekir. Ancak bir yetki anlaşması olmasa bile sözleşmenin kılavuz olabilme niteliğinden yola çıkılarak yetkili mahkeme düzenlemesi yapmakta fayda olabilir.
Sözleşmede yetkili kişi imzasına ilişkin bir düzenleme koyamayız ancak madde olarak sözleşmede kendisine yer bulmayan bu konuya dikkat etmemek tüm sözleşmeyi ve sözleşmeden beklenen menfaati boşa çıkarabilir. Sözleşmenin imzasında dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar ; sözleşme gereği ödenmesi gereken damga vergisinde tarafların sorumluluğu ve damga vergisinin hesaplanış yöntemi bu bölümde anlatıldı.